2013 yılında, sakin görünümlü bir gözlüklü genç, dünyanın en güçlü istihbarat örgütü olan NSA''in (Ulusal Güvenlik Ajansı) "her şeyi gören gözünü" tüm çıplaklığıyla ifşa ettiğinde, tarih geri döndürülemez bir şekilde değişti. O isim Edward Snowden''dı. Peki, bugün 2025 yılında geriye dönüp baktığımızda, Snowden bize ne bıraktı?
Çoğumuzun "saklayacak bir şeyim yok" diyerek geçiştirdiği dijital mahremiyet konusu, Snowden'ın Hong Kong'daki bir otel odasından sızdırdığı belgelerle küresel bir krize dönüştü. Snowden, sadece terör şüphelilerinin değil; sıradan vatandaşların, müttefik devlet liderlerinin (örneğin Almanya Şansölyesi Merkel'in telefonu) ve dev şirketlerin verilerinin PRISM gibi programlarla nasıl kitlesel olarak toplandığını kanıtladı.
Bu belgeler, internetin düşündüğümüz gibi özgür bir alan olmadığını, aksine dünyanın en büyük gözetleme makinesine dönüştüğünü gösterdi. İfşaların ardından ABD tarafından "casusluk" ve "devlet malını çalmak" ile suçlanan Snowden, pasaportunun iptal edilmesi sonucu Rusya'da mahsur kaldı. Yıllar süren geçici sığınma sürecinin ardından, Eylül 2022'de Vladimir Putin tarafından kendisine Rusya vatandaşlığı verildi.
Bugün hala Moskova'da eşi Lindsay Mills ve çocuklarıyla birlikte yaşıyor. Her ne kadar fiziksel olarak Rusya'da olsa da, dijital varlığıyla Batı dünyasındaki tartışmaların tam göbeğinde yer almaya devam ediyor. Özellikle 2025 başlarında ABD siyasetinde istihbarat direktörlüğü (DNI) koltuğundaki değişimler ve Tulsi Gabbard gibi isimlerin gündeme gelmesi, Snowden için olası bir "af" (pardon) tartışmasını yeniden alevlendirdi.
Snowden Etkisi: Dünya Nasıl Değişti?
-
Uçtan Uca Şifreleme (End-to-End Encryption): Bugün WhatsApp veya Signal kullanırken mesajlarınızın şifrelenmesi, büyük oranda Snowden ifşalarından sonra oluşan kamuoyu baskısının bir sonucudur.
-
Yasal Zaferler: ABD federal mahkemeleri, Snowden'ın ifşa ettiği bazı toplu veri toplama programlarının (telefon kayıtları gibi) yasa dışı olduğuna hükmetti.
-
Bilinçlenme: Artık kameramızı bantlıyor, VPN kullanıyor ve verilerimizin nereye gittiğini daha fazla sorguluyoruz.
Edward Snowden, 2019'da yayınladığı "Permanent Record" (Kalıcı Kayıt) adlı kitabında, "Halka hizmet etmek ile devlete hizmet etmek aynı şey değildir," diyerek eylemlerini savunmuştu.
ABD hükümeti için o hala ulusal güvenliği tehlikeye atan bir hain. Ancak milyonlarca insan için o, Büyük Birader'in bizi izlediğini kanıtlayan ve mahremiyet hakkı için hayatını feda eden bir "whistleblower" (ifşaatçı). 2025 yılında bile onun hikayesi, dijital özgürlüğümüzün bedeli üzerine düşünmemiz gereken en önemli vaka olmaya devam ediyor. Sizce Snowden bir gün evine dönebilecek mi, yoksa sürgündeki bir sembol olarak mı kalacak?









