Günümüzde akıllı telefon ve bilgisayarlarda performansı belirleyen en kritik bileşenlerden biri RAM, yani "rastgele erişimli bellek". Kullanıcıların cihaz seçerken sıkça duyduğu bu terim, aslında günlük deneyimin hızında, uygulamaların açılış süresinde ve çoklu görev başarımında doğrudan rol oynuyor. Özellikle yeni nesil mobil işletim sistemleri, yüksek çözünürlüklü arayüzler ve yapay zekâ destekli özellikler nedeniyle RAM ihtiyacı her geçen yıl artıyor.
RAM, cihazın anlık çalışma alanı olarak görev yapıyor. Bir uygulamayı açtığınız anda, o uygulamanın verileri depolama biriminden RAM'e yükleniyor ve işlemci buradaki verilerle çalışıyor. Bu nedenle RAM ne kadar büyükse, birden fazla uygulama arasında geçiş yapmak o kadar akıcı oluyor. Yetersiz RAM'e sahip cihazlarda ise uygulamaların kapanması, oyunda kare düşüşleri veya tarayıcı sekmelerinin yenilenmesi gibi sorunlar sık yaşanıyor.
Uzmanlara göre, günümüz telefonlarında 8 GB RAM alt seviyesi, 12–16 GB ise uzun süreli kullanım için dengeli bir aralık olarak görülüyor. Bilgisayarlarda ise günlük kullanım için 16 GB, profesyonel işlerde 32 GB ve üzeri tercih ediliyor. Özellikle yapay zekâ destekli düzenlemeler, video işleme ve tarayıcıda çok sekmeyle çalışan kullanıcılar için RAM artık kritik bir satın alma kriteri hâline gelmiş durumda.
Sonuç olarak RAM, cihazın hızını belirleyen görünmez bir "çalışma masası" görevi görüyor. Depolama alanı geniş olsa bile RAM yetersizse, cihazın genel deneyimi ister istemez yavaşlıyor. Bu nedenle yeni bir telefon veya bilgisayar seçerken RAM kapasitesine dikkat etmek, uzun vadede çok daha stabil bir kullanım sağlıyor.
