"Top News in Tech" değerlendirmesinde, özellikle İzlanda, Norveç ve Kanada gibi ülkelerin veri merkezi yatırımları açısından stratejik bir cazibe merkezi hâline geldiği vurgulanıyor. Bunun en önemli nedeni ise bu bölgelerdeki doğal soğutma avantajı. Sunucuların sürekli soğutulması gereken veri merkezlerinde, dış ortam sıcaklığının düşük olması enerji tüketimini ciddi ölçüde azaltıyor.
Bu durum yalnızca maliyet avantajı değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da kritik bir kazanım sağlıyor. Yapay zeka modelleri ve bulut bilişim sistemleri büyüdükçe, veri merkezlerinin karbon ayak izi de artıyor. Soğuk iklimlerde kurulan tesisler ise daha az enerjiyle daha verimli çalışarak yeşil teknoloji hedeflerine katkı sunuyor.
Uzmanlara göre bu eğilim, önümüzdeki yıllarda veri merkezi yatırımlarının coğrafi dağılımını kökten değiştirebilir. Geleneksel olarak büyük şehir çevrelerine kurulan veri merkezleri yerini, enerji verimliliği yüksek ve iklim avantajı olan bölgelere bırakıyor. Bu dönüşüm, teknoloji devlerinin sadece dijital değil, coğrafi stratejilerini de yeniden tanımladığına işaret ediyor.









